27 Kasım 2010 Cumartesi

contemporary

contemporary: çağdaş,güncel

Hiçbir alt metin olmasa bile çağdaş kelimesi en azından bu çağa ait olduğunu anlatıyor bize, gördüklerimizin ise tamamen bu çağa ait eserler değil maalesef.

Tam dalım olmadığı için resim-heykel konusundaki cümlelerimi daha özenle seçmeye çalışsam bile,her yıl düzenli olarak contemporary istanbul’a giden bir göz olarak söyleyebilirim ki aynı işleri her sene sergilemek,sadece ürün satmaya çalışılan bir pazar mantığının ötesine geçemiyor.Bütün bir yıl sergilerden galerilerden müzelerden esirgenen ilginin H&M açılışı misali açılışa odaklanması ise tamamen ‘cemiyet’ kültürünün sonucu.

Yurtdışından gelen galeriler ise bize ne satacaklarını düşünüp gelmişler,nerdeyse tüm işler oryantalist,doğu ve islam etkili,hatta öyle ki sanatçılar bile ya doğudan ya da yüzleri doğuya dönük.Londra’dan gelen galerilerin adlarını kapasak avrupa’dan geldiklerine inanmamız mümkün değil.

Bu doğu eksenli işlerde İran’dan gelen 2 galeri çok daha samimi ve çağdaş işler gösteriyor bize.

Çağdaş sanatın ekseninde yerleştirme (enstalasyon) sanatı ile birlikte giderek daha çok yer kaplayan fotoğraf ise çok az yer bulabiliyor kendine.Bulduğu yerin de ne kadar çağdaş olduğu bir muamma.

Fuarın çağdaş türk fotoğraf sanatına ait en önemli işleri şüphesiz C.A.M galeri tarafından sergilenen,Murat Germen ve Ahmet Elhan fotoğrafları.Ahmet Elhan’ın tekniği her ne kadar birkaç senedir görmeye alışık olduğumuz bir görseli sunsa da 3 parçaya ayrılması,büyük boyutları,görsel zenginliğinin yanında teknik kusursuzluğu,beni hala hayran bırakıyor.

Murat Germen ise her sergide farklı şekillerde karşımıza çıkmaya devam ediyor,internet sitesinden ve bazı müzayede satışlarından daha once görmüş olsak da,muta-morphosis serisinin fotoğrafları tekil olarak çok etkileyici ve güçlü görselinin altmetni de çok güçlü..

Yabancı fotoğraf sanatçılarından en dikkat çekeni,galeri elipsisin sergilediği,David Drebin.Fotoğraflar çok ama çok etkileyici,sanatçının kökeninden dolayı reklam ve moda fotoğrafı da koksa, şehre bakan kadınların ifadeleri ve şehir inanılmaz bütünleşiyor.Elipsis’in diğer işleri de daha önce sergilediği sanatçıların çoğu farklı işlerinden oluşuyor,ama pavyonun Özant Kamacı hariç yabancı fotoğrafçılara bırakılmış olması , gördüğüm diğer fotoğraflardan sonra, galericinin mi yoksa fotoğrafçıların mı suçu olduğuna emin değilim.

Diğer fotoğraf işlerinden, galeri x-ist Alp Sime ve Ali Taptık’ın 1’er fotoğrafına yer vermiş,Alp Sime’nin işi kesinlikle incelikli bir estetik sunuyor,Taptık ise tipik.

Budapeste’den gelen Nessim Galeri’de özellikle İmre Drégely grafik etkisiyle göze çarpıyor,yaptığı düzenleme basit ama çok etkili.

Maalesef PG Art Galeri,hem sunduğu Ali Kabaş fotoğraflarının çağdaş sanatın neresinde olduğunu anlayamamamdan,hem de fotoğrafların,inanılmaz şekilde köşelerinden açılmış,baskıları bozulmuş şekilde sergilenmesiyle,beni kafesteki hint bülbülleri kadar şaşkınlığa uğrattı.

Şükran Moral,fotoğraf ve video kullandığı işinde net yalın esprili ve vurucu bir dil kullanıyor,her zaman ki gibi desem yanlış olmaz.

Bunların dışındaki fotoğraf işleri maalesef iz bırakacak cinsten değil sadece son olarak bir ressam-fotoğrafçı olan Burcu Perçin’in resimlerinin beni fotoğraf gibi etkilediğini söyleyebilirim.

İçinde hiç rakam geçmeyen bir Contemporary yorumu,hatta güncel sanat yorumu bile okumak imkansızlaştı.Okuyamadığımı yazmak istedim bende,umarım daha incelikli işlerin olduğu yazılar da yazabilirim…

Son not: Türk Galeriler sanatçısının işini tanıtırken yabancılara,He is from Diyarbakir,diyor,yabancı galeriler batıda oldukları halde doğuyu getiriyor.

Yeni bir söylem oluşuyor gibi: Eastern sells

Sergen Sehitoglu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder